BÜYÜK USTA, SAYGIDEĞER MİZAH YAZARI OĞUZ ARAL'I 9. ÖLÜM YILDÖNÜMÜNDE SEVGİYLE ANIYORUZ...

OĞUZ ARAL... Bir çizgi, bir mizah, bir yürek ustası... Huysuz ama tatlı ihtiyar... Yüzlerce karikatürcü yetiştirmeye adanmış bir müthiş ömür... Tarama ucumuz, çini mürekkebimiz, şöhler kağıdımız, abimiz, babamız, dostumuz, sırdaşımız, arkadaşımız... Ona kızanın bile an geldiğinde saygı duyduğu insan... Titiz bir çizgi adamı... Kendisi babasını çocuk yaştayken yitirmiş, kardeşi Tekin'e ve sonrasında yetiştirdiği yüzlerce karikatürcüye "babalık" yapmış sevgi dolu usta... Kolektif dergi çalışmasının öncüsü... Uykusuz gecelerin adamı... Gereksiz taramalardan uzak durmamız için yıllarını ortaya koymuş ama bu anlamda çok da başarılı olamamış bir gerçek usta... Haşin ve ürkütücü bir görüntü altında pamuk gibi sımsıcak bir yürek... Avni'nin, Utanmaz Adam'ın daha bir sürü çizgi kahramanın babası... Bir pandomim ustası... Bir saz ustası...


Son yıllarında aslında müthiş bir "mizah yazarı" olduğunu göstererek bize veda eden harbi insan... Sokakta serseri olma olasılığı çok yüksek insanlardan ilk kez bu ülkede karikatürcü, mizahçı yaratmayı başarmış usta... Genellikle sıradan ve kıytırık öğretmenliğe dayalı "Yetiştiricisi" pek de fazla olmayan bu coğrafyada harbiden çizer yetiştirmiş bir baba adam... Bir daha benzeri olmayan ve olmayacak olan unutulmaz dergi"Gırgır"ın her şeyi...


OĞUZ ARAL... 1989 yılında çocuğundan yakın gördüğü, çocuğundan daha fazla gördüğü Gırgır dergisinden, patron ve iktidar baskısı altında zorla atılan, dergisi elinden zorla alınan ve onun yanından yetişen bizlerin asla unutmayacağı anlar yaşayan, son yıllarını Hürriyet gazetesinde pek de mutlu geçirmeyen ve aslında tatilden çok veda için gittiği Bodrum'da 26 Temmuz 2004 günü, artık çok sıkıldığı bu ülkeye ve bu dünyaya bilinçli bir şekilde veda eden, anmaktan asla yorulmayacağımız bir şefkat kapısı... Sevgili ustamız aramızdan uçalı 9 yıl olsa da o her an yanımızda olmaya devam ediyor... Bizler, onun yanından geçmiş mizahçılar; Onunla an geldi sarmaş dolaş, can ciğer olduk, an geldi kavga ettik, bazen güneşli, bazen fırtınalı ama her daim sevgi dolu bir birliktelikti bizimkisi...


OĞUZ ARAL... Kişisel tarihimde yeri apayrı bir usta... An geldi babamdan yakın gördüm onu... An geldi kızdım, uzaklaştım ama son yıllarında yeniden ve müthiş bir şekilde yanındaydım. Ona dair hislerimi son yıllarında onunla paylaşabilme onurunu yaşattı bana... Hala gözümün önündedir... 1978 yılının Mart ayında geçtim ilk kez karşısına... 1978, 1979, 1980 yıllarında amatör bir çizer-yazar olarak arşınladım Gırgır kapısını... 1981 yılının Haziran ayına dek sürdü bu ilk dönem arşınlaması... 1981 yılının Haziran ayında profesyonel mizahçı olarak ilk kez Ses-Atmaca mizah ekinde çalışmaya başlamıştım zira... Sonra 1986 yılında Güldürü Üretim Merkezinin kapanmasının ardından yeniden ama bu kez profesyonelce Gırgır kapısındaydım. 1986,1987, 1988 yılları...1988 yılının yazıydı, Gırgır bana artık keyif vermemeye başlamıştı işin gerçeği. Kendi kendime sessizce ayrıldım ustanın yanından ve Fransa maceram başladı ardından. Zaten onun da 1989 yılı yaz aylarında sona erdi zorla da olsa Gırgır macerası... Ardından çıkardığı Avni hiçbir zaman aynı tadı vermedi, ne ona, ne okura... Oğuz usta ile son yıllarında yeniden yakınlaştık. Evine gittim kaç kez, saatlerce sohbet ettik, zorla da olsa röportaj yaptık. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder